4- DEMOKRATİK VE KATILIMCI EKONOMİ

Türkiye ekonomisine, uluslar arası ve onlarla işbirliği yapan yerli tekeller egemendir. Yabancı ve yerli tekellerin çıkarlarına göre yürütülen ekonomik politikalar, sanayiyi çöküntüye götürmüş, sanayinin gelişmesini önlemiş, yatırımları azaltmış, enflasyonu azdırmıştır. Türkiye, her alanda telleşmeye göz yuman ülkelerden biridir. Tekeller, iletişimden siyasete kadar başka pek çok alanı da denetleyebilecek, yönlendirebilecek ve örgütleyebilecek bir güce ulaşmıştır.

İç tekeller, dış tekellerle de işbirliği yaparak, hem güçlerini arttırmakta, hem de toplumun dış denetimine kanal açmaktadırlar. Bu gelişmeyi denetim altına alacak düzenlemelerin projelendirilmesine ihtiyaç vardır.

Ekonomik sorunların giderek artması, işsizlik, yüksek enflasyon, pahalılık gibi sorunların çözüme kavuşturulamamasının altında yatan en önemli nedenlerden biri ise, ekonominin geniş halk yığınlarının çıkarları doğrultusunda ve onlar tarafından demokratik bir biçimde yönlendirilememesidir.

Sömürü, talan ve savurganlığa dayalı ekonomik sistem, enflasyon adı altında, devlet eliyle yönlendirilmektedir. Uygulanan politikalar kitlelerin soyulması işini çığırından çıkarılıştır. Bu nedenle, Türkiye'deki ekonomik düzen, adil ve demokratik bir yönde yeniden temellendirilecek; ekonomik karara açıklık, önceden bilinirlik, tutarlılık, nesnellik ve toplumsallık kazandırılacak; ekonomi bürokratik engellerden arındırılacak; bunları başarabilmek için de demokratik, katılımcı ve yönlendirirci plan ve programla toplum içinde oluşan fiyat ve piyasa işleyişine ilişkin projeler yapılacak ve hayata geçirilecektir.

Bu anlayışla yabancı sermayeye karşı, ülkenin gerçek anlamda kalkınmasına hizmet edebilecek, toplumun tümünü kucaklayabilecek bir refahın ve kalkınmanın sağlanabilmesi hedeflenecektir.

Ekonomik yaşama, yoksul halk yığınlarından yana müdahale edilecek ve köklü değişiklikler yapılacaktır. Tekellerin oluşması ve güçlenmesi önlenecek, ekonomik yaşamın planlanmasında sivil toplum örgütlerinin ve yerel yönetimlerin katılımcılığı ve denetime sağlanacaktır.

KİT'ler, çalışanların, yerel yönetimlerin, üretici ve tüketici temsilcilerinin de katılma sağlanarak, demokratik ve özerk bir yönetim yapısına kavuşturulacaktır. KİT'ler aracılığıyla az gelişmiş bölgelerin talan edilmesi önlenecek; bu kuruluşlar, az gelişmiş bölgelerin kalkındırılması ve kalkınmaya yönelik yatırımların yapılanması yönünde değerlendirilecektir.

Sömürüye, talana, yağmaya ve savurganlığa dayanan ekonomik sistem içinde oluşan asalak ve yapay sömürücü sınıfların KİT'ler kanlıyla beslenmesi engellenecek, bu kuruluşlar, siyasi partilerin arpalığı olmaktan çıkarılacaktır.

Sanayileşmede, çevrenin kirlenmemesi ve doğal dengenin bozulmaması, tarıma elverişli arazilerin tahrip edilmemesi hedefi gözetilecektir. Sanayileşmede bölgeler arası dengesizlikler gözetilerek, yatımın birçok değişik merkezlere dağıtımı sağlanacaktır. Bütçeden, üretime dönük yatırıma azami pay ayrılacaktır. Üretimin arttırılması ve kalitenin yükseltilmesi sanayileşme politikasının esası olacaktır.

Enflasyonist teşvik önlemlerinden ve tüketicinin yararına olacak önlemlerden kaçınılarak tüketicilerin, kendi çıkarlarını koruma ve ekonomik yaşama katılmalarını sağlayacak önlemler teşvik edilecektir.

Esnaf ve zanaatkarları, küçük sanayi ve ticaret için koruyucu önlemler alınacaktır.

Bölgesel, demokratik ve özel kalkınma planlarıyla bölgelerarası gelir farklılıkları giderilecek; batıya akan sermaye, beyin ve emek göçünün önlenmesi için özel önlemler alınacak, kamu yatırımlarına ağırlık verilecektir.

Toprak ve tarım reformu yapılacak, topraksız çiftçilerin yeterli topağa sahip olmaları sağlanacak; tarım kooperatiflerinin kurulması özendirilecek; hayvancılık ve tarım desteklenecektir. Ormanlar ve orman köyleri korunacak, yeni orman alanlarının oluşturulması teşvik edilecektir.

Adil gelir dağılımını sağlayacak etkili, ciddi ve çağdaş bir yetki sistemi getirilecek, kişinin kendisi ve ailesinin sağlık ve huzuru için gerekli olan beslenme, giyim, konut ve tıbbi bakım ihtiyaçlarını karşılayacak gelir miktarından vergi alınmayacak, çalışkan halk kesimlerinin yararına olacak bir vergi sistemi getirilecektir

Türkiye geneline göre fert başsına düşen milli gelirden çok daha az pay alan bölgelerdeki ağır vergi, bu oransızlık göz önünde tutularak yeniden ayarlanacaktır. Emeğe gelir bölüşümünde hak ettiği pay verilecektir.

Ekonomik verimliğin temel faktörü insandır. O nedenle, yetişkin emek ve kafa gücünün arttırılması için her türlü önlem alınacaktır. Kişi başına üretim düzeyinin gelişmiş ülkeleri yakalaması hedeflenecektir.