BASINA VE KAMUOYUNA

Çağcıl bir demokrasinin temel koşulu, bireyin özgürleşmesidir. Bu anlamda devlet, özgür vatandaş emrinde olan ve tüm sosyal, kültürel, etniksel ve inançsal haklarını güvence altına alan, geliştirme olanaklarını sağlayan bir yapıda olmalıdır.

Bu alanlarda hiçbir ayırım yapılmayan sistemlerde demokratikleşme vardır. Böylesi bir sistem aynı zamanda hukuk sistemidir.

Demokrasi kültürünün içselleştirilmediği bir anlayış ortamında; hoşgörüden , toplumsal uzlaşıdan, çok seslilikten, şeffaflıktan ve diğer insani değerlerden söz etmek olanaklı değildir. Toplumsal yaşamın tek kültür, tek ırk, tek dil esasına göre biçimlenmesi ilkel çağların derin karanlıklarında kalmıştır. Ne yazık ki 2000 yılında bile halen aynı anlayışın uygulayıcıları vardır.

Sayın İstanbul Valisi HADEP'in Newroz Resepsiyonunu "W" harfi yüzünden yasaklamıştı. Şimdi de Mezopotamya Kültür Merkezi'nin "Çok Kültürlülük ve Demokrasi" konulu sempozyumunu daha da garip gerekçelerle yasaklanmıştır.

Son gerekçenin özeti şu: Yargıtay Başkanı Sayın Sami SELÇUK, eski İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı Sayın Mehmet Ali İRTEMÇELİK ve benzer makamlara sahip diğer sayın katılımcıların "bölücülük yapabilecekleri ihtimali" dir.

Bu, Yargıtay kurumunun başkanına dolayısıyla yargıya, ve de Devlet bakanı'na dolayısıyla TBMM'ye ağır bir haksızlıktır. Onun için bu tasarrufun, bir şahsi cüret ve keyfilik olduğunu düşünüyoruz.

Sayın Valiyi bir kez daha ülke ve dünya gerçeklerini görmeye davet ediyoruz.

Barış içinde birlikte yaşamanın koşullarını kalıcılaştırmak her vatandaşın görevidir. Bu da tüm farklılıkları, bilimsel yöntemlerle hukuk zemininde buluşturarak ve uygarca tartışarak mümkündür.

Uygar dünya ile bütünleşmenin, ülkeyi sevmenin ve 65 milyon vatandaşımızın birlikteliğinin sağlanması demokrasi kültürüne tahammül ile olur.

Bu ve benzeri hukuk dışı, keyfi uygulamaları yanlış buluyor, her tür düşünce açıklamasının üstündeki baskı ve engellerin kaldırılmasını istiyoruz.

31.05.2000
Hamit GEYLANİ
Genel Başkan Yardımcısı